Korkularımızla Başa Çıkmak
Hayatımızı en çok etkileyen konulardan biri de korkularımız. Herkesin kendince korkuları var, bunların kimilerinin farkındayız, kimilerinin farkında bile değiliz. Bu yazıda farkında olduğumuz korkularla başa çıkmaktan bahsetmek istiyorum.
Korkular genelde yüzleşmek istemediğimiz şeyler oluyor. Ama ne yazık ki biz onlarla yüzleşmeden de korkular kendiliğinden yok olmuyorlar. Daha önceki yazılarımda topluluk önünde konuşmaktan nasıl korktuğumdan bahsetmiştim. Ne zaman ki bu korkumu yenmeye karar verdim, hayat önüme usul usul bu korkumla yüzleşecek fırsatlar yarattı. İlk konuşmamı küçük bir topluluk önünde yapma şansım oldu, bu konuşmaya günlerce hazırlandığımı hatırlıyorum. Sonra ben far bile etmeden konuşmalarım daha büyük topluluklara kaydı, 10-15, derken bir baktım 800 kişilere konuşma yapıyorum. Bu geçiş o kadar içime sine sine oldu ki, ilk adımımdan sonrası çok daha kolay oldu. Bu deneyim bana şunu gösterdi: Korkularımızla başa çıkmak için önce buna karar vermemiz gerekiyor, hayat zaten bunun için önümüze fırsatlar çıkarıyor. Aslında kaçtığımızı sandığımız hiç bir şey yakamızı bırakmıyor. Aksine eğer korkularımızla yüzleşmemekte inat edersek de, hayat tekrar tekrar önümüze bu tip durumları koyuyor, ama zaman ilerledikçe daha zor durumlar önümüze çıkıyor. Genelde bu tip durumlarla yüzleşmemek için, yaşanan şeyin başkalarından veya şartlardan kaynaklanan sebeplerine odaklanırız. Örneğin; bir olaya çok kızdıysak hemen karşımızdakini suçlamaya girişiriz. Bu ne yazık ki bize fayda sağlayan bir durum değil. O olaydan kendimiz adına ders çıkarmadığımız sürece kendimiz adına bir gelişim mümkün değil. Ben kızgınlıklarımızın çoğunun da bilinçaltımızda yatan korkulardan kaynaklandığını düşünüyorum. Korkmadığımız şeylere genelde pek sinirlenmiyoruz. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi sinirlendiğimiz konuları başkalarını suçlamadan irdelemek, bilinçaltı korkularımızı fark etmemizde çok yardımcı oluyor. Tüm bu süreç kendimizi geliştirme odaklı olduğunda kendi güçsüzlüklerimizi ve korkularımızı fark etmek de daha kolay oluyor. Amaç, yaralı noktaları onararak kendimizi güçlendirmek aslında.
Üzüntülerde de benzer durum söz konusu. Eskiden üzüldüğüm durumlardan kaçmayı tercih ederdim. Önce derin bir uyku çekerdim, sonra çok sevdiğim bir film veya dizi izlerdim. Filmler ve dizilerde başkalarını sorunlarını ve hayat hikayeleriniz izlediğimiz için kendimizinkilerden kaçmak daha kolay oluyor. Türkiye’de dizilerin bu yüzden bu kadar çok tutulduğunu düşünüyorum. Zor olan kendi üzüntülerimizle ve korkularımıza yüzleşmek. Kolay olan ise başkalarının sorunlarıyla ilgili konuşmak. Belki dedikoduyu milletçe bu yüzden çok seviyoruz. Kendi sorunlarımızdan kaçmak için.
Fark ettiğim başka bir nokta da, üzülmekten o kadar korkuyoruz ki, pek çok şeyi yaşamadan es geçiyoruz. Kalbimiz kırılacak diye aşık olmaktan vazgeçiyoruz, reddedilmekten korktuğumuz için ilk mesajı atmaktan vazgeçiyoruz, başarısızlıktan korktuğumuz için iş fırsatlarından kaçıyoruz. Oysa ki her deneyim bizim için kazanç. Üzülmeyeceğiz diye kaçırdığımız anları, mutluluk fırsatlarını bir düşünün. Bunlardan kaçmak yerine, sonuçlarıyla başa çıkmayı öğrensek ne büyük kazanç sağlardık kendimize…
Şimdi üzüldüğüm şeylerden kaçmak yerine bir iki gün bu konuyu derinlemesine irdeleme hakkı tanıyorum kendime. O bir iki gün biraz çetin geçiyor. Ama konuyu her yönünden, en kötü ihtimalleri de dahil ederek düşünüyorum. En kötü ihtimali bile bir şekilde aklımda çözmek beni rahatlatıyor. Bu düşünme sürecinde bazen kendimi eve kapatıyorum, bazen de açık havada uzun yürüyüşler yapıyorum. Canım hangisini daha çok isterse. Bir konuda olumsuz düşünmeyin diyenlerin aksine, en kötüye bile hazırlıklı hissetmek beni daha güçlü hissettiriyor. Ama o birkaç günün sonrasında o olaydan çıkmayı başarıyorum. Hayatımda kendimce belirlediğim prensiplerden biri bu. Bu tip olumsuz duygu ve düşüncelerde bir kaç günden daha uzun kalmamaya, o duygudan çıkma yolu bulmaya çalışıyorum. Ama eskisi gibi kaçarak değil, bu durumla yüzleşerek.
Karar: Kendi korku ve üzüntülerimle yüzleşerek daha güçleneceğim. Bunun için önce niyet edeceğim, sonra karar vereceğim ve hayatın bunlarla yüzleşmek için önüme çıkardığı fırsatlardan faydalanacağım. Kaçışın hiç bir zaman çözüm olmadığını hep aklımda tutacağım.
Takip için: facebook: esradanfisiltilar; instagram: esradanfisiltilar